Sağlık

Besin Alerjisi Tedavisinde Erken Tanışma Dönemi

15-21 Mayıs Dünya Gıda Alerjisi Farkındalık Haftasında Besin Alerjisi Tedavisinde Yeni Yaklaşımlar Tartışıldı

Besin alerjileri günümüzde artan bir sağlık sorunu haline gelmiştir. Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği, Alerji ve Yaşam Derneği ortaklığıyla düzenlediği 3 günlük “Besin Alerjisi Farkındalık Haftası” online seminerlerinde uzmanlarla gıda alerjilerinde yeni tedavileri tartıştı. prof. Ayşen Bingöl, besin alerjisini önlemek için bebekleri besinlerle erken tanıştırmanın değerine dikkat çekti.

Besin alerjileri günümüzde giderek artan bir sağlık sorunu haline gelmiş ve çocukların hayatını önemli ölçüde etkileyen bir tehdit haline gelmiştir. Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği, Alerji ve Yaşam Derneği ortaklığıyla 15-21 Mayıs tarihlerinde “Besin Alerjisi Farkındalık Haftası” kapsamında alerji uzmanlarıyla 3 gün boyunca canlı Youtube yayınları yaparak alerji ile ilgili en güncel bilgileri paylaştı.

Bu yıl ülkemizde 15-21 Mayısdüzenlenen Dünya Gıda Alerjisi Farkındalık HaftasıBesin alerjisi farkındalığını artırmak için her yıl bir dizi etkinlik gerçekleştirmektedir. Türk Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği (AID)bu özel haftaya dikkat çekmek için bu yıl birçok projeye imza attı. “Fazla Besin Alerjisi Affetmez” Beste ve yorum sloganıyla Dr. İskender Türsen’i anlatan bir şarkıya hayat verdi. Ayrıca Alerji ve Ömür Boyu Derneği’nin katılımıyla 16-17-18 Mayıs 2023 tarihlerinde 3 gün Youtube canlı yayın seminerleri düzenleyen AID, psikologlar, alerji uzmanları ve ailelerle gıda alerjisi hakkında derinlemesine sohbet etti, yeni araştırmaları ve bilgileri paylaştı. katılımcılarla bu konuda tedavi teknikleri.

“HER YEMEK BİR ÖDÜL DEĞİLDİR, FARKINDALIK EN GÜZEL ÖDÜLDÜR!..”

Online seminerlerin açılış programında konuşma yapmak AID Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Dilşad Mungan: “Önemli değil, besin alerjisi affetmez” Slogan aslında topluma gıda alerjisi olan çocukların ve anne babaların bir feryadı… Bu feryat farkındalık yaratmak ve daha çok anlaşılmak içindir. Bazen paylaşmanın, bazen de ödüllendirmenin ifadesi olan yemek ikramının bu çocuklar için gerçek olmadığını anlatmak için… Hazırladığımız bu müzik ve seminer serimizle onların sesi olmak istedik. Çünkü biliyoruz ki “Her yemek bir ödül değildir, en iyi ödül farkındalıktır!”  dedi.

Montero firmasının koşulsuz ekleriyle 3 gün boyunca canlı yayınlanan Youtube yayınlarının ilk gününde Prof. Dr. Emine Dibek Mısırlıoğlu ile Alerji ve Ömür Boyu Derneği Lideri Hasret Ceylan katılımcılara bilgi verdi. Çocukla birlikte oyunun modülü olarak, alerji konusunda çocuğa ve ebeveyne alerji anlatılırken, kolaylaştırıcı bilgiler paylaşılıyor. Oyun Terapisti, Klinik Psikolog Çağla Tuğba SelveroğluBu konuda izleyicilerin sorularını da yanıtladı.

ALERJİK ŞOKTA ADRENALİN KALEM YERİNE BURUN SPREYLERİ

İkinci gün Gıda Alerjisi Tedavisinde Yeni Yaklaşımlar hakkında dikkat çekici bilgiler veren AID Üyesi Prof. Gıda alerjilerinin tedavisinde artık akıllı ilaçların kullanıldığını söyleyen Ayşen Bingöl, “Yurt dışında gıda alerjisine bağlı alerjik şok (anafilaksi) tedavisinde adrenalin kalemi (otoenjektör) yerine burun spreyleri kullanılmaya başlandı. Bir an önce ülkemize gelmesini bekliyoruz” dedi.

KESİNLİKLE FARKLI GIDA ALERJİLERİNİ AFFETMEZ”

“Yarım diyeti asla önermiyoruz. Bingöl, “Çoğundan azı yoktur” diyerek, hazır gıda tüketen ve alerjisi olan kişilere gıdaların üzerindeki etiketleri dikkatli okumalarını tavsiye ederken, hastaları da gereksiz diyetlerden kaçınmaları konusunda uyardı. AID Besin Alerjisi Çalışma Kümesi Lideri Ayşen Bingöl, Türkiye’de bebek ve çocuklarda en sık süt, yumurta ve kuruyemiş alerjilerinin görüldüğünü belirtti. Süt ve yumurta alerjisinin çabuk iyileştiğini ancak yer fıstığı, fındık, balık gibi besinlere alerjinin yavaş yavaş düzeldiğini veya geçmediğini söyledi. Besin alerjisi olan bebeklere ek besin olarak önce sebze ve meyveleri, ardından tahılları önerdiğini belirten Bingöl, tek tip bebek ve çocuk yerine besin çeşitliliğine dikkat ederek dengeli beslenmenin önemine de vurgu yaptı. Minik bebeklerin anne sütü sayesinde besinlerle erken tanıştıklarını, bunun besin alerjilerini önlemede etkili olduğunu, anne sütü alırken alerjik besinlerle erken yarışmanın güzelleşmeyi hızlandıracağını sözlerine ekledi.

AKADEMİK BAŞARI VE SOSYALİZASYON

İkinci oturumda besin alerjisi olan çocuklarda akademik başarı ve sosyalleşme ile ilgili sorular anlatıldı. prof. Dr. Demet Can ve Psikoterapist Yasemin Meriç KazdalDaha sonra izleyicilerden gelen soruları yanıtladı.   Psikoterapist Yasemin Meriç Kazdal, “Besin alerjisi olan çocuklarda akademik başarı ve sosyalleşme” başlıklı konuşmasında, tedavi ve terapi sürelerinin çocukların ihtiyaçlarına göre değiştiğini belirtti. Terapinin sadece sonuç odaklı olmadığını kaydeden Kazdal, düzenli olarak yapılan 3-6 aylık terapilerin çocuklarda davranışsal ve akademik açıdan olumlu sonuçlar verdiğini belirtti. Çocukların duygularını fark etme ve onlar hakkında konuşma konusunda ilerleme kaydettiklerini gözlemlediğini belirtti. Kazdal, “Çocuklarda duyguları tanıma ve ifade etme konusunda ciddi bir ilerleme görüyoruz. Süreci kabullenmek ve bu süreçte karşılaşılan zorluklarla baş edebilmek psikolojik sağlamlığın ve iyileşmenin temelidir. Terapinin “yaşayan bir süreç” olduğuna işaret eden Kazdal, terapileri biten çocukların ergenlik döneminde yeniden terapiye ihtiyaç duyabileceğini söyledi.

PSİKOLOJİDEN Akran ZORBALIĞI UYARISI

seminer moderatörü AID Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Demet Can okullarda alerji farkındalığının artmasıyla birlikte bu bahiste akran zorbalığının ortaya çıkabileceğine dikkat çekti. Kazdal ise hem devletin, hem velilerin hem de eğitimcilerin bu konuda çalışması gerektiğini vurguladı. Akran zorbalığının günümüzde tüm çocuklar için geçerli olmasına rağmen, özel durumu olan çocukların bununla rekabet etme olasılıklarının daha yüksek olduğunu belirtti. Kazdal, bu konuda farkındalık yaratmanın değerini şu sözlerle dile getirdi: “Burada farkındalık yaratmak çok önemli. Bunun bir oyun olmaması, en küçük çocuklardan daha eğitimcilere, okul yöneticilerine kadar herkesin bu konuda farkındalık yaratması için çok önemli. Bunun için çok daha ciddi çalışmaların yapılması gerekiyor.” Kazdal, bilinçlendirme konusunda en değerli görevin ebeveynlere düştüğüne dikkat çekti. Çocukların yetişkinlere göre daha yaratıcı analiz yöntemlerine sahip olduğunu ve çocukların birbirlerinden pekiştireç alabileceklerini ve ailelerin bunları dikkate almalarını önerdi. Seminerlerin son gününde konuklar Çocuk Alerji ve İmmünoloji Uzmanı olacaktır. prof. Dr. Derya Ufuk Altıntaşalerji sözcüsü Nazlı Gözdem Cınga Bektaş idi. Seminerin moderatörlüğünü AID Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Özge Soyer üstlendi.

“ÇOCUĞUN ALERJİSİ İÇİN KENDİNİZİ KÖTÜLEMEYİN”

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Derya Ufuk Altıntaş, Anne karnındaki bebeklerde annenin beslenme durumu, virüsler, annenin maruz kaldığı sigara dumanı gibi faktörlerin besin alerjisine neden olduğunu, besin alerjisinde genetik yatkınlıkların etkili olduğunu söyledi. Altıntaş, hafif alerjilerin bile zamanla şiddetli alerjiye dönüştüğüne dikkat çekti. “Yalnızca genetik bir yatkınlık olsa bile, bir kişi 90 yıl boyunca herhangi bir alerji yaşamadan yaşamını sonlandırabilir, genetik yatkınlığı olan kişileri alerjik yapan çevresel faktörler besin alerjisindeki etkenlerdir. Vücudumuzdaki hücreler ortada belirli maddeler salgılarlar. Ortada konuşurlar, komşu olurlar. Birinin başına bir şey geldiğinde denge bozulur. Bu komşulardan hangisinin buna dayanacağını, hangisinin depresyona gireceğini, hangisinin hastalanıp öleceğini önceden kestirmek mümkün değil. Çünkü bu bir zamanlama ve kararlılık sorunudur. O yüzden ailelere sesleniyorum, kendinizi suçlamayın” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

haberbaklan.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu